30 Eylül 2010

aysti.

senin için o kadar özel olmadığımı; gittiğimiz kafede 'ice tea'niz neli olsun?' diye soran garsona 'fark etmez' dediğin zaman anlamalıydım.

28 Eylül 2010

mono.

- kendime sonra çok önemli bir şey anlatacağım. unutturmayayım.

22 Eylül 2010

uyanku.

yaşamak'la iki temel problemim var: uyumak ve uyanmak. uyanıkken, uyumak zorunda olmaktan; uyurken de, uyanmak zorunda olmaktan nefret ediyorum. çok ağırıma gidiyor. napim.

17 Eylül 2010

gece.

bazen çok düşünüyorum. gece yatağa uzandığımda mesela. her gece mutlaka düşünecek başka bir şey buluyorum. mesela dün gece üçe kadar: 'acaba düşünmekten mi uyuyamıyorum, yoksa uyuyamadığım için mi düşünüyorum' diye düşündüm.

- dün benim sünnet yıl dönümümdü.

15 Eylül 2010

labalık.

kalabalıklar içinde birisini seveceğimi hissedersem, uzak duruyorum ondan. niye, bilmiyorum. sevdiğimle kalıyorum. kalkıyorum. bir duşa girip rahatlıyorum.

- 'ama kalabalığı, o korkunç, çirkin ve iğrenç kalabalığı hiç suçlamıyorum.'
katılıyorum arkadaş'a.

12 Eylül 2010

geçiş.

upuzun bir şey yazdım az önce buraya. sonra vazgeçtim, sildim. bu vazgeçiş'imi unutmayayım istedim. not düştüm.

- 'keşke kafam bir dükkan olsa da; en azından pazar günleri kapansa.'

2 Eylül 2010

uyum.

birdenbire ve sessizce birisinin hayatına girmek istiyorum. o hayatın en önemli insanı olmadan. sonra o biri'yle saçma şeyler paylaşmak, bazen de ona şarkı söylemek istiyorum. mükemmel bir uyum yakalamak istiyorum. bu kadar. mesela kolkola yürürken hiç dengemiz bozulmadan. tek başıma yürürken nasılsa. o kolumdayken de öyle yürümek. ya da bir şemsiyenin altında iki kişi hiç sorun yaşamadan yürümek. bunu istiyorum. sadece. hâla.

- 'yapraklarla kovalamaca oynama mevsimi' geldi.