25 Mart 2010

keşebek.

aslında kelebekleri çok severim. ama bi kere odama giren bi kelebeği öldürmüştüm. sonra vicdan azabından üç gece uyumadım, üç gün boyunca -ömrüboyunca- içimde yaşattım yani onu. üç gün boyunca kelebek gibi davrandım, kelebek taklidi yaptım filan. neyse işte, geçen yine bir kelebek girdi odama. bu sefer öldürmedim, nasıl olsa üç güne ölür dedim. sekiz gündür ölmedi lan. odadan da çıkmıyor. geceleri yüzüme, yorganın altına filan geliyor. gıdıklanıyorum.

- o bişiy değil de. yakında evlenmek zorunda kalcaz diye korkuyorum. nasılkelebekse.

24 Mart 2010

tarçın.

saçların ve teninin harika uyumu, bana tarçınlı sütlacı hatırlatırdı.
ama sen, bu benzetmeden hiç hoşlanmazdın. genelde benzetmelerimi sevmezdin zaten. daha klişe şeyler hoşuna giderdi senin. sorunumuz buydu. sen sıradan şeylere benzemiyordun; ama bunu hiç bilmedin.

- sen kim, bilmiyorum.

15 Mart 2010

göre.

bi arkadaşım var mesela, ona göre çok iyi bir dostum. bi oğlan var, ona göre piçin tekiyim. anneme göre harika bi evlatım. birinci sınıf öğretmenime göre süper zeki. üçüncü sınıf öğretmenime göre işe yaramazın tekiyim. eski sevgilim dünyanın en adi insanı olduğumu söylüyor. eski sevgilim dünyanın en harika insanı olduğumu söylüyor. tanımadığım birkaç çocuk çok salak olduğumu düşünüyor. yan komşu tuvalete sadece şarkı söylemek için girdiğimi sanıyor. alt komşu sıkıldıkça sifon çeken birisi olduğumu sanıyor.

- selam. ben melih. negüzelşeybakışaçısı.

11 Mart 2010

durdukyere.

bugün durdukyere mutsuzdum ben. durdukyere bir telefon aldım, ve uzun süredir görüşmediğim biri'yle kahve içtim. bugün ben bi de; başka biri'nden durdukyere bi paket aldım. içinde harika bi kutu vardı. . zeki müren'in plakları. bi oyuncakaraba. hem de oyuncakaraba koleksiyonumu bilmeden. çogüzel çikolatalar. frambuazlı.

- bugün ben, durdukyere mutlu oldum.

9 Mart 2010

marta.

sevgilim marta; ya da mart'a..
çok hastayım biliyo musun. midem bulanmaktan bir saniye bile vazgeçmiyor kaç gündür. hiç salgılamadığım kadar gözyaşı salgılıyorum. bokum sürekli sıvı şeklinde çıkıyor. ishalim. topukları yırtılmamış son çorabımı da bu sabah yitirdim. acıkmıyorum. bıktım. nefes almak bazen beni yoruyor. vermek de öyle. bir şeyler beni heyecanlandırıyor. bir şeyler beni güldürüyor. bir şeyler beni ağlatıyor. bir şeyleri özlüyorum. ve ben hiçbirisini bilmiyorum.

- hiçbir şeyin nedenini bilmiyorum. konuşmaya ihtiyacım var. hayır. susmaya. bilmiyorum.

8 Mart 2010

djberber.

ben berbere gitmeyi küçüklüğümden beri hiç sevmem. küçükken ağlardım mesela, zorla oturturlardı beni o koltuğa. şimdi ağlayamıyorum da. neyse tam altıbuçuk ay sonra ilk defa, bugün tekrar berbere gittim. berberim de böyle lüks gibi ha. her aynanın arasında lcd monitörler, ses sistemi filan. ama bu'nu dinleyip izledik lan. ölüyordum ya. o nasıl müzik olum. hem git evinde izle pornonu erotiğini.

- sonra da bana diyolar: niye hiç saçını kestirmiyosun, niye berbere gitmiyorsun.

7 Mart 2010

resmin.

mesela 'fotoğraf' yerine 'resim' demenin kime nasıl bi zararı olabilir ki. anlamıyorum. internetle beraber moda oldu ha bu da. 'resim değil oo fotoğraf'mış. oysa bizim şarkılarımızda filan hep resim'dir yani. ikisi de olur. nolcak ki. bırakın isteyen istediğini desin. resimdeki gözyaşları mesela. bak o zaman resmime. hadi o şarkıya da laf etsenize.

- ben de özledim ben de, resmin var şu an elimde.

5 Mart 2010

porsiyon.

bazen; sokakta, dolmuşta, herhangibiyer'de pat diye birisiyle tanışmak, bütün günümü onunla geçirmek istiyorum. birdenbire ona dönüp 'selam. hadi beraber yemek yiyelim, sonra da sinemeya gideriz belki.' demek istiyorum. gülümsesin istiyorum. ne tarz müzik dinlediğimizi birbirimize hiç sormadan mesela. birbirimizle ilgili 'ortada' olan hiçbir şeyi bilmeden, saatlerce konuşalım. sadece isimlerimizi bilelim birbirimizin. yalan da söyleyebilir isterse hatta. ama en derin sırlarımızı dökelim birbirimize. kimseyle paylaş'amadıklarımızı anlatalım. dinleyelim. yargılamadan. tekporsiyonlukhuzur. çünkü buna çok ihtiyacım var.

- sonra bir daha hiç görüşmesek de olur.

2 Mart 2010

hiç.

'seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu,
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük..' diyen şair tamam da;

- bir de seni hiç öp'emediğimi düşünsene.

1 Mart 2010

mum.

mum yakarken her seferinde çakmağı aşağı eğip elini de yakan geri
zekalılar parmak kaldırsın. şey, ben de kaldırırdım aslında. ama şimdi
soğuk suya tutmam lazım. çokacıyo.