31 Temmuz 2010

ritim.

aşık olduğum zaman hiç müzik dinleyemem ben. niye mi. şey. öyle zamanlarda, kalbim sürekli ritim kaçırıyor da. kafam karışıyor, şarkı bozuluyor. ondan.

30 Temmuz 2010

hep.

aynaya bakarken bile senelerdir -hep- aynı açıdan bakan insanlar tanıyorum. onlardan, nasıl güzel fikirler üretmelerini bekleyebilirim ki.

24 Temmuz 2010

kantör.

geçen gün kontörüm yoktu. ve canım bi arkadaşımla konuşmak istiyordu. mesaj atsam, 'seni özledim lan, bi ara da konuşalım' diye, muhtemelen o da kontörü yokmuş gibi davranacaktı. bu riski göze alamazdım. ben de; 'beni bi ara hemen. kan lâzım. çok acil.' diye mesaj attım. ve üç saniye sonra aradı. başka bir numaradan. çokpiçsinlan. dedi bana. güldük.

- sesindeki heyecanı ve korkuyu duymalıydınız.

16 Temmuz 2010

çise.

gökyüzü; kendisine dondurma alınmadığı için annesine sinirlenmiş ve dilini iki dudağının arasına sıkıştırıp dışarıya doğru üfleyerek ortalığa ince tükürükler saçan şımarık bir çocuk taklidi yaptı bugün. hemdebusıcakta.

- siz yağmur yağdığını mı sandınız yoksa.

13 Temmuz 2010

sensen.

hayır. ilgisizliğimden değil söylediklerine cevap vermemem. sana o kadar aşığım ki, sürekli seni düşünmekten yoruluyorum. aramaya-sormaya hâlim kalmıyor.

- sen kim, bilmiyorum.

12 Temmuz 2010

güverüç.

bazen o kadar kötü hissediyorum ki kendimi. hiçbir işe yaramıyormuşum gibi geliyor. kimseye bir faydam yokmuş gibi. sonra aklıma balkondaki güvercinler geliyor. ve kalkıp ekmek atıyorum onlara. bir işe yarıyorum. mutlu oluyorum.

- küçükken güvercinler midemi bulandırırdı. ama bunu zaten söylemiştim.

6 Temmuz 2010

halka.

ben var ya. otuzüçsantilitrelik tenekelerden içecek içerken; açma halkasının ucunu, burnumun dudağımla birleştiği yere dayayıp - kalan kısmını da, üst dudağımla burnumun arasındaki boşluğun hafif çukurumsu yerine oturtup öyle içiyorum. ve bu hissi çok seviyorum. hem de çok. bunun için, açma halkasının elliüç derecelik bir açıyla durması gerekiyor.

- bassız müzik, gazsız kolaya benzer.

4 Temmuz 2010

gün.

onbirde uyandım. banyoya girdim. banyoda minik camlar olur ya. o camlar apartman boşluğuna bakar. göt kadar bir yer. oraya bi güvercin sıkışmıştı. çok korkunçtu. güvercin bana tecavüz edecek diye korktum. çünkü çıplaktım. sonra giyinip kapıcıya söyledim. çıkardı. biraz dolaştım. üç tane kitap aldım. katyanın yazı, piç, kaçaklar ve mülteciler. sonra akşam dayımla iki bira içtim. ayaklarım kaşındı. bugün toplam bi bardak su içtim. sekiz defa işedim. bu kadar.

- cumartesi, güzel bir gün olabilir ama. ismi çok uzun.

1 Temmuz 2010

kişot.

dün gece saat üçbuçukta yatağımdan çığlıklar atarak fırlayıp evin içinde koşturmaya başlamışım. duvarları yumrukluyormuşum. ve sürekli bağırıyormuşum. evdekiler tokatlamışlar kendime gelmem için. bütün gece başımda beklemişler. en ufak bir seste yataktan fırlıyormuşum. bilinçaltım donkişot.

- duvarlarla kavga etmişim. donkişot gibi. salon donkişot'u. yumruklamışım. elim çok ağrıyor.