30 Eylül 2009

urak.

bazen canım yatak dışında bir yerde uyumak istiyor. geçen gece işte yolun karşısındaki otobüs durağına gittim. ışıl ışıldı böyle. ströer şehir mobilyaları filan. büyükşehir belediyesi. evet. sabaha kadar orada oturacaktım. 4'e kadar oturdum. sonra sıkıldım. eve geldim. geceleri otobüs durakları soğuk oluyor bi de. bazen salağım.

28 Eylül 2009

ğer.

şu güne kadar toplam iki kişinin hayatından tamamen çıktım. birisi en az değer verdiğim, birisi en çok değer verdiğim insandı. ikisi de hak etmediğim şeyler söyledi bana. hem de hiç. hayat böyle acımasız. ikisinde de sustum sadece.

27 Eylül 2009

kadınlar.

bugün kardeşimi g-force isimli bir animasyona götürdüm. filmde, dişi fare ve erkek fare arasında geçen, kahkahalara boğulmama neden olan harika diyalogu paylaşmadan edemicem.

erkek: ben seni seviyorum.
dişi: hiç şansın yok. çünkü ben x'ten hoşlanıyorum.
erkek: oha, neden ki?
dişi: çünkü bana karşı çok ilgisiz. benimle hiç ilgilenmiyor.

25 Eylül 2009

aburcubur.

patos critos mudur nedir. böyle üç boyutlu olan. heh işte onu yiyen herkes en az bir defa oradaki boşluğa dilini sokmuştur bence. bir de eti pufların kabının kenarlarını ne diye o kadar sivri yapıyorlar lan. her seferinde elime batıyor.

- internetim yok. özlüyorum burayı.

19 Eylül 2009

ritmadım.

yürüyüşümün normalde düzgün olmasına rağmen bazen özürlü gibi yürümemin tek nedeni, o an müzik çalardan dinlediğim veya içimden mırıldandığım şarkının ritmiyle ayaklarımı uydurmaya çalışmamdır.

13 Eylül 2009

kabuk.

ben elmanın en çok kabuğunu severim. kabak çekirdeğinin de öyle. kabuğuyla beraber yerim böyle. hem bağırsaklara da iyi geliyormuş. en sevdiğim kitaplardan birisi de kabuk adam'dır mesela. sonra canım sıkkınken kabuğuma çekilirim genelde, içimdekileri insanlarla pek paylaşmam. ismi kabuk olan bi balığım var. bi kere de muz kabuğuna basmıştım. ama düşmedim. zaten sırf acaba düşülüyo mu gerçekten diyerek basmıştım. kabuklarla aramda özel bir bağ var. bi de şey, kabuk bağlayan yaraları hep soyarım ben yeniden yara yaparım. sonra tekrar. böyle sürer gider bu.

- yani bende bir yara açarsanız, ömür boyu kalır. ben size diyim.

10 Eylül 2009

rol su.

bugün, henüz yeni tanıştığım birisi bana birden bire dönüp; 'sen rol yapıyorsun' dedi. şaşırdım. nasıl yani dedim. ne rolü. 'böyle değilsin aslında, biliyorum.' dedi. nasıl değilim lan dedim. hem sürekli rol yapsam çok yorucu olmaz mıydı düşünsene dedim. 'bu kadar iyi olamazsın ama başka türlü.' dedi. çok duygulandım lan. hem de çok. sonra gözlerim dolu dolu kıza baktım ve uzaklaştım oradan.

8 Eylül 2009

kıyadres.

en sevmediğim insan tipi 'dinlemeyen'dir. eğer bi insanın beni dinlemediğini fark edersem bi canavara dönüşebilirim. mesela bugün bir kadın bana bir yerin adresini sordu. ben de anlattım güzel güzel. sonra, 'pardon tekrar söyler misiniz?' dedi. çünkü ben anlatırken kıyafetlerimi inceliyordu gözleriyle. ben de sinirlendim, tam ters yolu gösterip oradan gitmesini söyledim. sonra da yalan bir gülümseme atarak 'iyi günler' dedim.

7 Eylül 2009

kalem.

bu yaşıma gelmeme, herkesin özgün ve okunaklı bir yazı tipim olduğunu söylemesine rağmen, kalem tutuşumu eleştiren insanları anlamıyorum. ama onun dışında birçok insanı anlıyorum. onlar beni anlamıyor, olsun. çünkü dinlemiyorlar.

5 Eylül 2009

bazen.

'canım sıkılıyor. yüreğim de..'

4 Eylül 2009

üç.

küçükken ettiğim tek bir dua vardı. 'allaam nolur, üçüncü dünya savaşı olmasın.' şimdiki çocuklarsa siyaset meydanı'nda ırkçı söylemlerle ve ailelerinden duydukları klişe sözlerle kürt açılmını tartışıyor. korkunç değil mi sizce de? ben susuyorum ne güzel. daha zevkli. savaşma seviş felsefemin temeli de küçükken ettiğim o duaya dayanıyor işte. ne temiz kalbim var ama. baksanıza. hala olmadı yeni dünya savaşı.

2 Eylül 2009

roşür.

bugün sokaktaki bir vodafone standından aldığım broşürü yüz metre ilerdeki türksel standına bırakıp kaçtım. böyle sapık zevklerim var, evet. bazen de şey yapıyorum; sokakta broşür dağıtan adamların önünden birkaç defa geçip dağıttıkları şeylerden birkaç tane alıyorum. sonra da onları oralardan geçen diğer insanlara veriyorum hiç okumadan. çok zevkli di mi.